Mümin Nedir? Kısa Özetle “İzmirli Tarzı”
Mümin Nedir? Bir İzmirli Gözünden
Bazen hayatın içinde kayboluruz, öyle değil mi? Akşam yedi gibi kaybolan yorgunlukla eve varır, bir yandan telefona bakar, bir yandan da “Mümin nedir?” sorusunu düşünürüm. İzmir’de, kahve içtiğim bir kafede arkadaşım bana “Ya sen ne kadar çok düşünüyorsun!” demişti. O an fark ettim, gerçekten de fazla düşünüyorum. Ama işte bazen o kadar derin düşüncelere dalıyorum ki, “Mümin nedir?” sorusu bile aklımı karıştırabiliyor. Hadi gel, bunu kısa ve eğlenceli bir şekilde çözmeye çalışalım.
Mümin Nedir? Kısaca, Ama Biraz Felsefi
Mümin nedir, sorusunun cevabı çok basit aslında. Kısacası, “Allah’a inanıp, ona olan inancını hayatına geçiren kişi” diyebiliriz. Ama tabii ki hayat bu kadar basit değil, değil mi? Bir insan sadece inançlı olmakla mümin olamaz. Bunun içine bir sürü şey giriyor. Yani aslında biraz da içsel bir şey… Yani, mesela ben bazen kendimi “mümin” gibi hissetmiyorum, çünkü bir yerden pizza siparişi veriyorum ama dua etmiyorum. Hani, pizza en büyük nimettir diyebilirim, ama aslında yediğim pizzadan dolayı hayatımı sorgulayamam. 🤔
Arkadaşım: “Oğlum, böyle bir yazı yazmaya başlarsan, kimse seni ciddi almaz!”
Ben: “Ama bak, düşündükçe komik oluyor, mantıklı da. İnsanlara her şeyin ciddiyetini anlatamayız ya!”
Evet, işte böyle. Mümin olmak demek, sadece bir şeylere inanmak değil, o inancı doğru yaşam biçimiyle harmanlamak demek.
Mümin Olmak İçin Sabır Gerekiyor, Ama Nasıl?
Düşünsenize, bir sabah kalktınız, modunuz sıfır, trafikte kimseyi takmıyorsunuz, derken “Mümin nedir?” sorusu aklınıza düşüyor. O an ne yapmalısınız? Allah’a inanıp, dua mı etmeli, yoksa o an sinirli bir şekilde sosyal medyada yazmaya mı başlamalı?
Benim için sabır, mümin olmanın önemli bir parçası. İzmir’deyim, her şey hareketli, ama sabırlı olmak da o kadar zor ki! Hani sabah bir çay içiyorum, bu çayın misafiri olan sabah iç sesim, “Aman, sabırlı ol, dikkat et, her şeyde bir hikmet vardır” diyor. Ama dış sesim de sürekli, “Yok ya, bu çayı içmeye üşeniyorum, hayata sabırla yaklaşan kim ki?” diyor.
Dış Ses: “Ama sabırlı olman gerektiğini biliyorsun.”
İç Ses: “Evet ama, o kadar sabırlı oldum ki, ne olur bir çay içelim de biraz eğlenelim.”
Yani, işin özü şudur: Mümin olmak demek, hayatın her anını bir dua gibi yaşamak, her şeyin bir anlamı olduğuna inanmak. Ama bazen o inancın gerekliliğini unutup, sadece İzmir’e özgü ‘sürekli espri yapma’ durumuna geçebiliyoruz.
Bir Yudum Kahve, Bir Yudum İman
Bir gün arkadaşım Lara’yla bir kafede oturuyoruz, bir yudum kahve içiyorum, bir yudum iman ediyorum (tabii ki bir yudum da mizah!) ve o an kafamızda “Mümin nedir?” sorusu beliriyor. Lara, biraz ciddi bir şekilde:
Lara: “Gerçekten, mümin olmak öyle basit değil. Hani her şeyin en güzelini yapmak, hem dünyada hem ahirette başarılı olmak gibi bir şey.”
Ben: “Aynen öyle, ama Lara, bir de var ki mümin olmadan, kayıp bir telefonun nerede olduğunu bulmaya çalışan insan modeli var. O da biziz!”
Lara gülerek, “İşte, sen de hep her şeyde komik bir şeyler buluyorsun,” diyor.
Ama bu da doğru. Mümin olmak sadece dua etmek, ibadet etmek değil. Hayatla her an yüzleşip, o anın içinde bir anlam aramak. Kahve içmek, bir sokak köşesinde çöp kutusunu elinden düşüren birini görmek, sonra “neşeli bir şekilde ona yardım etmek”… İşte bu da mümin olmak demek olabilir.
Sonuçta, Mümin Nedir? Kısa Özet
Mümin olmak, bir yandan ciddi, bir yandan esprili bir tutum gerektiriyor. Düşünceleri derinleştirip, hayatı anlamaya çalışırken, aynı zamanda her şeyin bir mizahı olduğunu unutmamak. İzmir’de yaşarken, hayatı hep biraz şekerli, bazen de biraz tuzlu görmek gibi bir şey bu. Mümin nedir kısa özetle? Mümin, sadece inanan ve inancını yaşamına yansıtan bir kişi değil, aynı zamanda her anın içinde sabır ve anlam arayan, bazen de kahve eşliğinde her şeyi sorgulayan bir insan.
Hayat kısa, öyleyse hem mümin olalım, hem de bu serüvenin tadını çıkaralım.