İçeriğe geç

Görevsizlik kararı resen verilir mi ?

Görevsizlik Kararı Resen Verilir mi? Hukukun Gücü, İktidarın Sınırları

Bir siyaset bilimcinin gözünden bakıldığında, hukuk yalnızca adaletin değil, iktidarın görünmeyen düzenleyicisidir. Mahkemelerin aldığı kararlar, yasaların lafzından çok daha fazlasını taşır; onlar, devletin kendi içinde gücü nasıl paylaştırdığını gösteren göstergelerdir. “Görevsizlik kararı resen verilir mi?” sorusu da tam olarak bu düzlemde, yalnızca bir usul meselesi değil, aynı zamanda kurumsal iktidarın sınırlarını belirleyen politik bir eylemdir.

Resenlik Kavramı: Devletin Kendi Üzerindeki Denetimi

Hukuki düzlemde, görevsizlik kararı mahkemenin önüne gelen davanın, kendi görev alanına girmediğini tespit etmesiyle alınır. Eğer mahkeme, tarafların dile getirmesine gerek kalmadan, kendiliğinden bu kararı veriyorsa buna “resen görevsizlik kararı” denir. Ancak siyaset bilimi açısından bu durum, çok daha derin bir anlam taşır: Devletin kendi kurumlarının birbirini sınırlandırması ve kendi iktidarını denetlemesidir.

Resenlik, bir mahkemenin dış müdahale olmadan “ben burada yetkili değilim” diyebilme kudretidir. Bu da aslında kurumsal özerklik ve demokratik olgunluk göstergesidir. Fakat şu soru kaçınılmazdır: Bir kurumun kendi sınırını çizme gücü, gerçekten özgür bir iradenin ürünü müdür, yoksa iktidar yapısının görünmez baskısı mıdır?

İktidar ve Kurumlar Arasında: Hukukun Sessiz Savaşları

Devletin kurumları arasındaki denge, siyasal sistemin kalbinde atar. Mahkemeler, yasama ve yürütme erkleri karşısında yalnızca bağımsız olduklarını değil, aynı zamanda kendi sınırlarını tanıyan bilinçli aktörler olduklarını da göstermek zorundadır. Resen verilen bir görevsizlik kararı, ilk bakışta tarafsız bir teknik işlem gibi görünse de, aslında hukukun siyasal özne olarak sahneye çıkışıdır.

Bu noktada, resenlik yalnızca yargı bağımsızlığının değil, kurumsal öz-eleştirinin de göstergesidir. Çünkü bir mahkeme, kendi gücünün ötesine geçmemek için karar aldığında, aslında iktidarın sınırlarını yeniden çizer. Fakat aynı zamanda, bu sınırın kim tarafından çizildiği sorusu da hep gölgede kalır. Belki de hukuk, iktidarın kendine koyduğu en zarif kısıtlamadır.

Erkek ve Kadın Perspektifleri: Gücü Sınırlamak mı, Katılımı Artırmak mı?

Toplumsal cinsiyet açısından bakıldığında, “resenlik” kavramı, iki farklı güç anlayışının kesiştiği yerdir. Erkek egemen hukuk geleneği gücü merkezileştirmeye, kontrol etmeye ve stratejik sınırlar çizmeye yatkındır. Bu perspektifte görevsizlik kararı, düzenin korunması anlamına gelir: kimin hangi alanda söz sahibi olduğunu belirler.

Oysa kadın odaklı siyasal yaklaşım, gücün paylaşımını değil, katılımın yaygınlaşmasını hedefler. Demokratik toplumlarda hukuk, yalnızca sınır çizen değil, aynı zamanda ilişki kuran bir mekanizma olmalıdır. Bir mahkemenin resen görevsizlik kararı vermesi, aynı zamanda “benim yerim burası, ama başka bir kurumun alanını tanıyorum” diyebilme erdemidir — tıpkı demokratik bir toplumda farklı seslerin birbirini bastırmak yerine duyması gibi.

Vatandaşlık Bilinci ve Kurumsal Sorumluluk

Bir yurttaş, dava açtığında devlete başvurur. Mahkeme ise o vatandaşın talebini değerlendirirken, yalnızca adaleti değil, devletin temsil gücünü de yansıtır. Eğer mahkeme “resen görevsizlik” kararı veriyorsa, bu aslında devletin kendi içinde bir öz denetim mekanizmasının çalıştığını gösterir. Ancak burada bir paradoks ortaya çıkar: Vatandaş, hakkını ararken devletten bir geri çekilme kararı duyar. Peki bu durumda, vatandaşın adalet inancı güçlenir mi, yoksa sarsılır mı?

Bu soru, siyaset biliminin temelini oluşturur: Bir devletin kurumsal dürüstlüğü, vatandaşın güveniyle mi ölçülür, yoksa kendi iç disiplinine duyduğu sadakatle mi?

Sonuç: Resenlik Bir Güç Gösterisi mi, Demokratik Olgunluk mu?

Görevsizlik kararı resen verilir mi?” sorusu, sadece yargısal bir teknik değil, devletin kendine nasıl baktığını gösteren aynadır. Evet, resen verilir — ama bu “kendiliğindenlik” gerçekten özgür bir bilinç mi, yoksa iktidarın iç refleksi midir? Bu soruya verilecek yanıt, bir ülkenin hukuk kültürünü ve demokrasi anlayışını belirler.

Belki de asıl mesele şudur: Bir mahkeme kendi yetkisini sınırlandırdığında, aslında toplumun adalet duygusunu mı korur, yoksa iktidarın kendini yeniden üretmesine mi hizmet eder? Cevap, hukukla siyasetin kesiştiği o ince çizgide gizlidir.

#GörevsizlikKararı #ResenKarar #SiyasetBilimi #Hukuktaİktidar #DemokrasiVeAdalet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
grand opera bet güncel girişsplash